loading.gif
mobile-banner-bg

İstanbul’da Danışma Meclisi Coşkusu

...
21 Eylül 2012 - Cuma

AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi ve Katılım Toplantımız, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Haliç Kongre Merkezi

AK Parti İstanbul İl Danışma Meclisi ve Katılım Toplantımız, Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.

İl Başkanımız Aziz Babuşcu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen İl Danışma Meclisimize, MYK ve Kurucular Kurulu Üyelerimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız Abdülkadir Aksu ve Ömer Çelik, TBMM AK Parti Grup Başkanvekilimiz Nurettin Canikli, Genel Merkez Teşkilat Başkanımız Ekrem Erdem, Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış, İstanbul Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İlçe Başkanlarımız, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Belediye Başkanlarımız ile teşkilatımızın her kademesinden çok sayıda partilimiz katıldı.

İl Danışma Meclisi Toplantımızın açılış konuşmasını yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, AK Parti İstanbul Teşkilatının bütün birimleriyle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, salonda bulunanları “Hoşgeldiniz” diyerek selamladı.

İl Başkanımız konuşmasının başında, Genel Başkanımız ve Başbakanımızın da İl Danışma Meclisimizi onurlandırmasından dolayı ayrı bir heyecan, aramıza yeni katılacak kardeşlerimizden dolayı da ayrı bir sevinç yaşadıklarını belirterek,  “Bugün bu salondan yansıyan inanç, coşku ve heyecan, her şeyin en güzeline layık aziz milletimiz ve güzel ülkemizin geleceği adına umut, azim ve kararlılığımızı bir kere daha pekiştiriyor. Bu vesile ile bizleri onurlandıran Genel Başkanımıza İstanbul teşkilatımız adına şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

AK Parti Bu Milleti Yok Sayanlara Karşı, “Bu Millet Var!” Demenin Adıdır

Bir siyasi partinin çok ötesinde, bir sevdanın adı olmuş AK Parti çatısı altında siyaset yapmanın büyük bir onur olduğunu ifade eden İl Başkanımız Aziz Babuşcu, sözlerini şöyle sürdürdü: “AK Parti, siyaseti, siyasetin tek öznesi olan millet için yapanların buluştuğu sıladır. AK Parti, siyaseti, milletin özüyle, ruhuyla ve değerleriyle bütünleşerek yapanların, sadece Milletin bağrından çıkarak değil, milletin bağrında kalarak, millete çalım atmadan ve milletin verdiği emanete ihanet etmeden yapanların mutlak adresidir! AK Parti, siyasette milletten başka hiçbir meşruiyet kaynağı aramayanların…

Siyaset yaparken milletin gözündeki sevinçten, milletin dilindeki hayır duanın sıcaklığından başka hiç bir karşılık beklemeyenlerin ve ne pahasına olursa olsun milletten başka hiçbir güce boyun eğmeyenlerin kutlu güzergahıdır.

Türkiye’nin AK Partiyle birlikte yaşadığı büyük değişim ve dönüşümün kodlarına baktığımızda, büyük bir iftiharla görüyoruz ki; AK Parti bu milleti yok sayanlara karşı, “Bu millet var!” demenin adıdır.

Yoksulluğa karşı refahın, baskı ve dayatmalara karşı özgürlüğün, statükolara karşı hakkın ve hakikatin, düşmanlık ve ayrımcılık güdenlere karşı birliğin, dirliğin ve kardeşliğin adıdır! AK Parti, kimliğine bakmadan mazlumun yanında, yine kimliğine bakmadan zalimin karşısında bir dağ gibi duranların buluştuğu çatıdır.

AK Parti, “böyle gelmiş böyle gider” diyenlere inat, “Böyle gelmiş olabilir ama böyle gitmeyecek” diyen bir itirazın adıdır."

Bizler AK Partililer Olarak Bu Kutlu Yürüyüşümüzü Sürdüreceğiz

Enerjisine, içtenliğine, tevazusuna, sadeliğine ve şuuruna gıpta ettiğimiz bir Genel Başkana sahip oldukları için çok şanslı olduklarını hatırlatan İl Başkanımız şu ifadeleri kullandı:

“Dost düşman herkese buradan ilan ediyoruz ki; biz ona da, onun sevdasına da sevdalıyız. AK Parti bu ülkenin makus talihini değiştirmek adına ne yaptıysa bu sevdayla yaptı. Bu sevdayla karanlık oyunları bir bir boşa çıkardı. Bu sevdayla hiçbir tehdide pabuç bırakmadı. Bu sevdayla ülkeyi bir uçtan bir uca şantiyeye çevirip daha çok aş, iş, ekmek ve refahla buluşturdu. Ve biz bu sevdayla, kurulduğumuz günden bu yana girdiğimiz her seçimden daha çok güçlenerek çıktık.

Çünkü bu millet kendisi için yüreği yananla yanmayanı, laf üretenle iş üreteni, kendi değerlerine bağlı olanla, o değerlerle savaşmayı siyaset sananları birbirinden ayırmayı, her zaman çok iyi bilmiştir.

İnşallah bu ruh ve sevdayla önümüzdeki seçimlerden de daha çok güçlenerek çıkacağız. AK Parti, bugün de olduğu gibi, yeni katılımlarla gittikçe daha da büyüyecek, yepyeni ufuklara doğru şahlanışını daha da hızlandırarak sürdürecektir. Kim hangi karanlık oyunları oynarsa oynasın… Kim hangi aşağılık yöntemlere yönelirse yönelsin…  Kimler, hem her şeyi özgürce söyleyip hem de her şeyi özgürce söyledikleri iklimi yok sayarak insaftan, vicdandan ve ahlaktan yoksun iftira ve ithamlarda bulunursa bulunsun…

Bizler AK Partililer olarak her zaman dimdik, onurla ve aşkla, büyük liderimizin peşinde, hak, adalet, barış, kardeşlik ve refah yolundaki bu kutlu yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.”

AK Parti’ye, Yuvanıza Hoşgeldiniz

Danışma Meclisimizde AK Parti İstanbul teşkilatına seslenen Genel Başkan ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına ''Sayın Numan Kurtulmuş'a ve şu anda feshedilmiş HAS Parti'de birlikte yol yürüdüğü arkadaşlarına 'AK Parti'ye, AK Parti çatısı altına, yuvanıza hoş geldiniz' diyorum'' diyerek başladı.

Başbakanımız, ''Bu hareket, bu dava, kökü derinlerde olan, kökü medeniyetimizle yaşıt olan, medeniyet tarihimizdeki ruhu, ilhamı, ilkeleri, vizyonu ve bu noktada o misyonu üstlenmiş bir davadır. Biz, aslında büyük bir çınarın dallarıyız. Bu büyük çınarın, bu görkemli dava çınarının kökü aynı topraktadır, dalları da aynı gök kubbenin altındadır. Bizim, köklerimizden o tevarüs ettiğimiz gıda, köklerimizden beslendiğimiz kaynak aynıdır. Aslında bugün, işte bu salonda yaşanan bu buluşma, aynı çınarın dallarının, aynı kökten beslenen dava kollarının kucaklaşmasıdır.'' dedi.

AK Parti, Türkiye'nin En Büyük Demokratikleşme Dalgasının Lokomotifi
     
Başbakanımız Recep Tayyip  Erdoğan, Büyük Türkiye'yi kurmak için hedefe kanalize olan AK Parti iktidarının, farklı toplum kesimlerini birleştirerek, bütünleştirerek, kucaklayarak, büyüyerek, kutlu yolculuğuna devam edeceğini belirterek, ''İnşallah, 4'üncü Büyük Kongremizi de işte bu atmosfer altında gerçekleştireceğiz. Yüzyıllara sari bu millete hizmet davasını, 30 Eylül'de yapacağımız kongreyle, inşallah daha 10 yıllar boyunca devam edecek bir ruh ve anlayışla geleceğe taşıyacağız.

Bu davanın ruh kökünü, bu büyük çınarı tanımayanlar her zaman hayal kırıklığı yaşadılar. Çünkü onların farklı alışkanlıkları vardı. Onlar zannediyorlardı ki; AK Parti'nin siyaset anlayışı da aynen onlar gibi olacak. Ama onların düşündüğü gibi olmadı. Çünkü sürekli olarak AK Parti, ezber bozuyordu. Bugün de, yarın da, AK Parti'nin hizmet sevdasını, AK Parti'nin vatan, memleket sevdasını anlamayanları, anlamak istemeyenleri, biz hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz. Milletimiz Allah'ın izniyle hayal kırıklığı yaşamayacak, ama milleti, milletin tarihini, kültürünü, mensubu olduğu medeniyeti tanımayanlar, hem şaşırmaya, hem yanılmaya devam edecekler.” ifadelerini kullandı.

Terörün Siyaseti Şekillendirmesine Müsaade Etmeyeceğiz

Terörün siyaseti şekillendirmesine asla müsaade etmediklerini kaydeden Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi:

''Terörün hedefi, sadece güvenlik güçleri değildir. Terör, toplumu tedirgin etmek ister, korkutmak ister, ürkütmek ister ve bu sayede de toplumu belli bir mecrada yönlendirmek ister. Şiddet, kan dökmek, masumları katletmek, terörün sadece farklı yüzlerinden biridir. Şiddet, terörün görünür yüzüdür. Ama terör, daha derinde, toplumu, siyaseti, idareyi, hatta ekonomiyi, hatta uluslararası ilişkileri şekillendirmek, bunları belirlemek ister.

Terörle mücadele, boğaza karşı keyif çatıp ahkam kesmeye benzemez. Benim Mehmedim, siperde, gözünün önünde eşi var, anası var, babası var, yeni doğmuş çocukları var, nişanlısı var, eli tetikte, canı burnunda bekliyor, İstanbul'dan beyefendiler, o Mehmed'in Genelkurmay Başkanı'nın ayakkabısının altıyla uğraşıyor. Bu ne terbiyesizliktir, nasıl bir sorumsuzluktur, bu nasıl bir gaflettir. Biz, bizden önce olduğu gibi, terörün siyaseti şekillendirmesine, yönlendirmesine asla ve asla göz yummayacağız.”

Hiç Kimsenin Müslümanları Böyle Göstermeye Hakkı Yoktur

İslam coğrafyasının kitlesel protesto gösterilerine sebep olan filme değinen Başbakanımız sözlerine şöyle devam etti:

''Ne yazık ki, bu gösterilerden birinde, Libya'da, ABD'nin Libya Büyükelçisi hedef alındı ve Büyükelçi, 3 elçilik konsolosluk mensubuyla birlikte hunharca katledildi. Şu anda, İslam coğrafyasında, çeşitli şehirlerde yapılan gösterilerde de can kayıpları yaşanmaya devam ediyor. Şimdi bakın değerli arkadaşlarım. Bu olaylarla ilgili olarak, iki hususu birbirinden çok ama çok net biçimde ayırmak gerekiyor. Hangi gerekçeyle olursa olsun, bir Müslüman'ın masum bir cana kıyması, tek başına infaza, tek başına yargısız infaza girişmesi bizim asla ve asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Biz, hakkı söylemekle mükellefiz. Bizim medeniyetimizde, bizim inancımızda, bizim kaynaklarımızda, öfkeyle hareket edip şiddet uygulamak, yakmak, yıkmak, taşlamak, daha da ileriye giderek katletmek asla ve asla yer almaz. Dahası, Müslümanlar, tepki koymakta son derece haklı oldukları bir konuda, bu elim hadise neticesinde haksız konuma ne yazık ki düşmüşlerdir. Hiç kimsenin Müslümanları böyle göstermeye hakkı ve hukuku yoktur.''

Bir Anlaşma Asla Söz Konusu Değildir

''CHP, şu anda arkasına terör örgütünü almış, terörle birlikte hükümeti hedefine koymuştur'' diyen Başbakanımız konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bunların kaynaklarını biliyorum. CHP'de kimi dinleyeceğimizi, kime inanacağımızı, kimi ciddiye alacağımızı doğrusu bilemez hale geldik. Yani Borsa'da bile bu kadar iniş çıkış yaşanmıyor. CHP'de erken kalkan, mikrofonun önüne geçen kafasına göre açıklama yapıyor. Bunlar birbirlerini de dinleme zahmetine girmiyorlar. Kırk yamalı bohça. Tunceli'de ayrı dil, Hakkari'de ayrı dil, Hatay'da ayrı dil, Ankara'da, İstanbul'da ayrı bir dil. Burada şunu da söylemek durumundayım. 'Oslo Belgeleri' diyerek elinizde salladığınız o fotokopiler, CHP Genel Başkanı'nın Sosyalist Enternasyonal'da imzaladığı bildirgelerin üzerini örtmez. 2 hafta oldu, CHP çıkıp o bildirgelerle ilgili doyurucu bir açıklama yapmadı, yapamadı. Suriye rejimini nasıl gayri meşru ilan ettiklerini, Sosyalist Enternasyonal'da, Türkiye'nin terör meselesini nasıl Filistin'in bağımsızlık mücadelesine benzettiklerini, bu büyük skandalı CHP hala izah edemedi. Oslo'da, benim talimatımla, devlet, kanı durdurmak için, terörü sonlandırmak için bazı görüşmeler yapmıştır. Bunu defalarca söyledim, bugün tekrar söylüyorum. Altında benim yetkili arkadaşlarımın imzasını koymadığı hiçbir evrak, belge değildir, belge olamaz, kimse kimseyi aldatmasın. Ortada bir mutabakat metni, bir anlaşma asla söz konusu değildir. 7-8 ay önce gazetelerde yayınlanmış uyduruk kağıtları belge diye sallayan CHP'ye bunu kimin servis ettiğini doğrusu ben de merak ediyorum, açıklayıversin. Madem bu kadar ince ellere nüfuz ediyorlar, açıklasınlar.''

Başbakanımızın ardından söz alan Has Parti Eski Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, AK Parti’de ve Başbakanımızla birlikte siyaset yapmaktan büyük mutluluk duyacağını belirterek, kendilerine gösterilen sıcak ilgi için teşekkür etti.

Danışma Meclisimiz, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’ye katılan Numan Kurtulmuş ve Has Parti’li yöneticilere AK Parti rozetlerini takmasının ardından sona erdi.